Türkiye’de son yıllarda yağış oranlarının azalması, kuraklık riskini gündemde tutuyor. Küresel iklim değişikliğine göre uzmanlar, en fazla yağış alan Karadeniz’in gelecek yıllarda yaşamsal anlamda daha cazip bölge olacağını ileri sürüyor ancak Karadeniz’de de yağışlar azalıyor, su kıtlığı alarm veriyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2022 yılı alansal kümülatif yağış raporunda yer alan verilere göre; Karadeniz Bölgesi’nde yağışlarda normaline göre %25, 2022 su yılı dönem yağışına göre %12 azalma gerçekleşti. 2022 yılı alansal mevsimlik yağış raporuna göre; Karadeniz Bölgesi’nde yağışlarda normaline göre %15, 2021 yılı sonbahar mevsimi yağışlarına göre %17 azalma gerçekleşti.

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş
“TÜRKİYE KURAKLIK DÖNEMİNE GİRDİ”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, NASA verilerine göre Türkiye’nin kuraklık dönemine girdiği iddialarının gerçekleşme sürecine girdiğini söyledi. Küresel iklim değişiminin giderek daha fazla hissedildiğine dikkat çeken Bektaş, “Atmosfere saldığımız karbondioksit miktarı, iklim değişimini tetikliyor. Sera gazına bağlı olarak küresel iklim değişimi hızla ilerliyor.
Karadeniz bölgesinde yaşayan orta yaş grubu, iklim değişimini net bir şekilde görebiliyor. Yeni nesil henüz karla tanışmadı. Kışlar çok daha ılıman geçiyor. NASA’nın verilerine göre toprağın nemlilik oranı düşüyor. NASA Türkiye’nin birkaç yıl içinde kuraklık dönemine gireceğini iddia ediyordu. Bu iddiaydı, artık ayak sesleriyle gerçekleşme dönemine girdi” dedi.
“SU KITLIĞI HES’LERLE ARTIYOR”
Karadeniz ve Karadeniz dağları sayesinde bölgenin iklim değişiminden daha az etkilendiğini söyleyen Bektaş, “Ancak, iklim değişimi bu bölgede de önemli değişikliklere neden oluyor. Karadeniz’in suları sürekli ısınıyor ve bölgenin ekolojik dengesi bozuluyor.
Doğu Karadeniz çanağı, Batı’ya göre daha fazla ısınıyor. Yağış miktarındaki azalmalar, bu bölgede de su kıtlığına neden oluyor. HES’ler, su kıtlığına neden olan temel faktörlerden birisi. Doğu Karadeniz’de plansız, programsız uygulanan HES’lerin sayısının çok fazla olması hem su kıtlığını arttırıyor, hem de ekolojiyi bozuyor.
Devletten daha çok bu bölgede yaşayan vatandaşlar çevresine, deresine sahip çıkıyor. Bugün toplum duyarlı olmasa HES sayısı her gün daha fazla artacak. Mevcut su rezervlerimizi en sağlıklı şekilde yönetmemiz lazım. Devlet de üzerine düşen görevi yapması lazım çünkü iklim değişimi senaryolarına göre su kıtlığı giderek artacaktır” ifadelerine yer verdi.
“KARADENİZ ISINIYOR, HAMSİ KAÇIYOR”
Karadeniz’in iklim değişimine bağlı olarak birçok özelliğinin değiştiğine dikkat çeken Bektaş, “Karadeniz’deki ısınma sadece yağışları değil, ekolojik dengeyi de değiştiriyor. Karadeniz’de oksijenli katman seviyesi 40-50 metre kadar düştü. Denizdeki yaşam olumsuz etkilendi. Bugün Karadeniz’de hamsinin azalmasının ana nedeni su sıcaklığının artmasıdır.
Herkes kendine uygun yaşam koşulunu arar. Hamsi de daha soğuk sulara kaçıyor. Bütün balıklar daha az yağlı oluyor. Şimdi bakıyorsunuz, ne hamsi var, ne de balıklarda lezzet var. Tarımsal ürünler de etkileniyor. Küresel iklim değişimi genel olarak yaşamın koşullarını değiştiriyor” dedi.
“DURUMUN CİDDİYETİNİ HERKES ANLAMALI”
Su kıtlığı ile ilgili toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bektaş, “Bu noktada yapılması gereken en önemli unsur su tasarrufudur. Vatandaşlarımız su kıtlığının ne olduğunu, Türkiye’nin gelecekte ne gibi tehlikeler yaşayabileceğini anlaması lazım ki su tasarrufu yapabilsin. Durumun ciddiyetini herkesin anlaması gerekiyor” diye konuştu.