“`html
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul İl Başkanlığı’nda yapmış olduğu basın toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan soruşturma ve Türkiye genelinde görülen hukuksuzluklar, önceden belirttiğimiz gibi organize bir çaba. Maalesef Eylül ayında İstanbul Valiliği ve Emniyetine yapılan bir şikayet ile başlayan bu soruşturma, karmaşık bir hale geldi. Başından beri ‘bu süreç siyasi bir mesele; atanmış savcı da siyasi bir figür ve 31 Mart seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bir algı operasyonu’ olduğunu ifade ettik. Biz şimdi bir gerçeği ortaya çıkaracağız, savcının atadığı bilirkişi raporundaki bulgularla bunu kanıtlayacağız. FETÖ metotlarıyla bağlantılı, organize hukuksuzlukların bir araya geldiği bir tablo var önümüzde.”
“EN CİDDİ İDDİALAR KÜTAHYA BELEDİYESİ’NDE”
İlk olarak İstanbul Cumhuriyet Savcısı Burak Akkurt, 2 Ekim’de Beşiktaş, Seyhan, Ceyhan ve Kütahya belediyeleriyle ilgili şikayetleri birleştirerek değerlendirmeye aldı. Ancak, 7 Ekim’de Kütahya Belediyesi’nin durumunu ayırma kararı vermesi ve ardından dosyanın yetkisizlik nedeniyle Kütahya’ya gönderilmesi, dikkat çekici bir gelişme. Olaylar bu şekilde gelişti. Peki, diğer belediyelere ne oldu? Ceyhan ve Seyhan İstanbul’da görev yapıyor. En ciddi iddialar Kütahya Belediyesi’ne ait görünüyor. 2022 yılında Aziz İhsan Aktaş’a ait şirketlerle bağlantılı olarak hukuksuzluklar ortaya çıkmaya başladı.”
“AKIN GÜRLEK, BU DURUMDA KENDİNE YAZIK ETSİN”
Kütahya Belediyesi’ndeki iki ihale sürecine dair şikayetleri gözden geçirdik. Bu işlerin projeleri yoktu ve farklı yerlerdeki ihalelerin bir araya getirilerek rekabeti engelleyici bir durum oluşturduğunu belirtiyor. Tespit edilen suçlar; nitelikli zimmet, rüşvet alma, ve ihaleye fesat karıştırma. Savcının görevlendirdiği bilirkişi heyeti, bu konuyla ilgili dönemin MHP Belediye Başkanı Alim Işık’ı da kapsayan incelemeler yaptı. İhaleyi kazanan kişi Kütahya Belediyesi’ne zarar veren Aziz İhsan Aktaş. Neden Kütahya’da dosyanın durumu böyle? Geçmişte birçok insan sabahın erken saatlerinde evlerinde gözaltına alındı, fakat Alim Işık’la ilgili tek bir ifade alınmadı. Akın Gürlek, eğer bu dosyaya bakarak Kütahya’yı ayırdıysan ve Alim Işık ile ilgili hiçbir işlem yapılmadıysa, bu soruşturma tamamen siyasi ve çirkin bir durumdur.”
“BU DOSYANIN ŞEREFİ VE ONURU KÜTAHYA’DAKİ YOLSUZLUKLARLA SINIRLIDIR”
Kütahya Belediye Başkanının evde olduğu bir ortamdan söz ediyorum. Akın Gürlek, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için içinin rahat olup olmadığını soruyorum. İşte ortada bir rapor var ve Kütahya Belediyesi ile ilgili utanç verici bir tablo mevcut. 86 milyona sesleniyorum, düzmece bir maille Eylül’de hem valilik hem de savcılık devreye girerek insanları zorla sorgulama yoluna gittiler. Bu dosya büyük bir çöküş yaşadı ve onun onuru Kütahya Belediyesi’ndeki yolsuzluklar kadar değerli.”
“O HAKİME VE O MAHKEMEYE BURADAN HAKIKATEN DİYECEK SÖZ BULAMIYORUM, HALKA HAVALE EDİYORUM”
Fatih Altaylı’nın Cumhurbaşkanı’na tehdit nedeniyle tutuklu bulunduğu dosya 3 Ekim’e ertelendi. 1 Eylül’de adli tatilin sona erdiği bir dönemde niçin 3 Ekim’e alıyorsunuz? Çünkü Altaylı, senin yolsuzluklarını ortaya çıkardı ve bu yüzden intikam almak istiyorsun. Yazıklar olsun, ne hakla bu adamı 3 Ekim’e kadar tutuyorsun? Tüm bunlar, oluşturulan sistemin hepimizi tehdit ettiğinin bir göstergesi.”
“ÇORUM’DAN AK PARTİ BELEDİYE BAŞKANI BİR AVUKATLA 320 MİLYONLUK BİR SÖZLEŞME YAPILIYOR”
Bütün bu olaylar tamamen bir rezalet. Bir sulh hukuk hakimi ile genç avukatların yer aldığı bir durumdan bahsediyoruz. Nasıl oluyor da İstanbul Barosu’nda 100 bin avukat şartları zorlanarak iş bulamazken, bu iki avukat 320 milyonluk bir sözleşmeye imza atabiliyor? Sorunun muhatapları yıllarını bu mesleğe vermiş olanlar ve şimdi olay patlak verdiğinde hâkimler arasında bir çatışma çıkmasına neden oluyorlar. Bu durum, Adalet Bakanı’nın temel misyonunun insanları haksız yere tutuklatmak değil, Türkiye’de adaletin sağlanması olmalı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.”
86 milyona tekrar sesleniyorum ve ‘tutsaklarımızı serbest bırakın’ diyorum. Bunu İstanbul İl Başkanlığımızdan duyuruyoruz.”
“`
